25 Ekim 2007 Perşembe

WWF: Kaz Dağı’nda sondaj durdurmak yetmez

WWF, Kaz Dağı’nda sondajın durdurulmasının yeterli olmadığını, Maden Kanunu’nda köklü değişiklikler yapılması gerektiğini açıkladı.
İSTANBUL - WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye şubesinin Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın maden arama çalışmalarını durdurmuş olması önemli bir başlangıç, ancak kesinlikle yeterli değil. Kaz Dağı’nın küresel iklim değişikliği de dikkate alınarak akciğerlerimiz olarak bugün ve gelecek nesiller için koruma altında olması elzemdir” dedi.
WWF-Türkiye’nin hazırladığı Türkiye’nin 122 Önemli Bitki Alanı çalışmasına göre; Kaz Dağı yalnız Türkiye’nin değil, tüm Avrupa’nın “acil” korunması gereken Önemli Bitki Alanları’ndan biri. Kaz Dağları, 23’ü yalnızca bölgeye özgü ve 68’i ülke çapında nadir, yaklaşık 800 bitki türünün yaşam alanı.WWF-Türkiye, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanılığı’nın Kaz Dağı’nda sondajın durdurulduğunun söylenmesini yeterli bulmayarak, Maden Kanunu’nda köklü değişiklikler yapılması gerektiğini açıkladı.KAZ DAĞI’NDAN GERİYE; PARÇALANMIŞ ORMAN DOKUSU VE KİRLENMİŞ SU KAYNAKLARI KALACAKWWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, konuyla ilgili olarak, “Kaz Dağı için artan baskılarla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın maden arama çalışmalarını durdurmuş olması önemli bir başlangıç, ancak kesinlikle yeterli değil. Yapılan açıklamalardan, çevre ve diğer şartlar açısından herhangi bir yanlış uygulama olmadığına kanaat getirilirse, arama işlemi devam edebilir anlamı çıkıyor. Burada gözden kaçırılan, maden aramanın yanlış uygulama olmaması gibi sübjektif bir durumdan çok, korunan alanlar ülke yüzölçümünün sadece yüzde 3’ünü kaplarken, Kaz Dağı gibi barındırdığı genetik ve orman zenginliğinin ülkemizin bir değeri sayılmayarak bu şekilde yok edilmesidir. Kaz Dağı’ndan geriye; parçalanmış orman dokusu ve kirlenmiş su kaynakları kalacak. Bu yaklaşımla kısa sürede bitki ve hayvan türleri yok olacak, tarım, hayvancılık ve bölgede yaygın eko-turizm ve turizmle yerel ekonomi zarar görecek. Ülkemizin doğal alanlarının en azından yüzde 10’unun koruma altında olması gerekirken, Kaz Dağı’nın küresel iklim değişikliği de dikkate alınarak akciğerlerimiz olarak bugün ve gelecek nesiller için koruma altında olması elzemdir” dedi.Demirayak, Kaz Dağı’nın önemini şu sözlerle vurguladı:KAZ DAĞLARI 800 BİTKİ TÜRÜNÜN YAŞAM ALANI“Maden arama çalışmaları sırasında, bugüne kadar, yol açmak amacıyla çok sayıda ağaç kesildi. Kazdağı Göknarının vatanı olan Kaz Dağı, küresel ölçekte nesli tehlike altındaki bir Akçaağaç türünün az rastlanan yayılış alanlarından da biri olup, Bern Sözleşmesi’ne göre nesli tehlike altında olan yaşam alanlarını barındırır. Bu yüksek genetik zenginliği ve değeri nedeniyle Kaz Dağı’nın 21.300 hektar alanı Milli Park, 240 hektar alanı Tabiatı Koruma Alanı ve küçük bir bölümü de Gen Koruma ve Yönetim Alanı statüleriyle koruma altındadır. Kaz Dağları, 23’ü yalnızca bölgeye özgü ve 68’i ülke çapında nadir, yaklaşık 800 bitki türünün yaşam alanıdır”. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTEN UZAK POLİTİKALAR “Bu girişimlerin, başta Maden Kanunu olmak üzere milli park, korunan alan, önemli bitki alanı değerlerine bakmaksızın, her yerde maden arama ve işletme ayrıcalığı tanıyan sürdürülebilirlikten uzak politikalardır. WWF-Türkiye olarak; başta madencilik faaliyetleri olmak üzere Kaz Dağı’nda doğal hayatı ve çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alacak hiçbir girişime artık izin verilmemesini istiyoruz.” 20 Ekim 2007 Cumartesi http://www.ntvmsnbc.com/news/423558.asp#storyContinues

Hiç yorum yok: