25 Ekim 2007 Perşembe

BİN PINARLI EFSANE: KAZDAĞI’NDA DOĞANIN DİLİNİ ÖĞRENMEK

28 Ağustos-06 Eylül 2007 tarihinde, Balıkesir ili, Zeytinli beldesinde gerçekleştirilen, TÜBİTAK Kazdağı Milli Parkı Ekoloji Temelli Doğa Eğitimi programına kabul edildim. Program süresince; süreç ve ilişkiler bakımından doğanın dili, insan ve doğa etkileşiminin doğurduğu sorunların çözümü, doğal ve kültürel kaynakların bütünsel bir yaklaşımla ele alınarak, bitki, hayvan, fiziksel yapı, biyolojik çeşitlilik ve kültürel ögelerin korunmaları, sürdürülebilirliği, kaynakların azalmasının ve yok olmasının doğuracağı sonuçları, kavramlar matematiğini ve doğa felsefesinin ilkeleri çerçevesinde irdeledik. Doğanın içindekini görmeyi, ekosistemlerin yerel yaşam üzerindeki etkilerini ve ekoturizmin önemini, bilimin iletişimi ışığında, gözlem yaparak, varlık ve olayları kendi doğal ortamlarında planlı, amaçlı ve yöntemli olarak inceleyerek öğrendim.
Prof..Dr.Ali Duymaz, Efsaneler Diyarı Kazdağları’nda halk kültürünü, Ramayana’dan, Mahabharata’ya; Firdevsi’den Şehname’ye; Manas’tan Dede Korkut’a kadar uzanan, sentezci bir yaklaşımla anlattı.Böylece insan ile insanı, insan ile coğrafyayı, kaz ve su motiflerini, dağ kültünü, dilek yazılarını, sözlü kültürü birbirine eklemleyebildik:Edremit’in kazları yağlı, kızları sevdalı olsun dedik.
Türkiye’de, ticari önemi olan bitki türlerinin doğadaki son durumlarını, bu bitkilerin çiçekli halde toplanmasından doğabilecek sorunları ve çözüm önerilerini sorgulayıcı bir yaklaşımla, Prof.Dr.Gülendam Tümen hocamızla, uygulamalı olarak tartıştık. Yörede kullanılan bitkileri, yöresel adlarını, kullanılış şekillerini, etkilerini öğrendik. Biyolojik çeşitliliğin; orman, su ekosistemlerinin; jeomorfolojik ve jeolojik yapının Kazdağı’nın Milli Park ilan edilmesindeki rolünü, Kazdağı Göknarı’nın tarihteki değerini, endemik ve nadir bitkileri (Kazdağı mantarı, Hercai, Kekik, Şakayık, Beyaz Zambak, Ters Lale, Centiyan, Alıç, Cerasus, Süsen, Kardelen, Düğün Çiçeği, Şebboy, Mor Sümbül, Kantaron, Dağçayları, Çiğdem, Geven vd.) Yard. Doç. Dr. Fatih Satıl hocamızdan öğrendik. Troya Savaşı’nın tepesi: Gargaros (Karataş tepe), bizim için de ‘Safranlardan, sümbüllerden tatlı bir halı’ oldu.
Prof. Dr .İbrahim Atalay; iklim, bitki örtüsü, toprak, topoğrafya, temel ekolojik kavram ve ilkeler; ekosistemler, ortak yaşam ve karşılıklı yaşama; ormanların yok olması, yaşamın devamı, çevreyle ilgili karar verme konularında bizleri bilgilendirdi. Kazdağları’ndan, Kafkas dağlarına, Kayın ormanlarından Nemrut’un şimdi olmayan has bahçelerine yapılan bu yolculuk, Sarıkız’ın elini uzatıp bir tas su doldurduğu Edremit Körfezi’ne, Kral Nemrut’a ve oradan bin pınarlı İda dağının soğuk sularına, yani Yunus’a bizi ulaştırdı.
Prof. Dr. Varol Tok Kazdağı faunası hakkında açıklamalarda bulundu. Nesli tehlike altına düşmüş türlerin önemli popülasyonlarını barındıran alanlar (önemli doğa alanları), önemli kuş alanları, örneğin; İnboğazı mevkiinde bulunan İnönü Mağaraları içerisinde yer alan 10 bin yarasanın Havran Sulama Barajı alanında bulunması, yeryüzünde başka hiçbir noktada yaşamayan türlerin bulunduğu, hem çok hassas hem de benzersiz alan olan sıfır yok oluş alanları , bununla bağlantılı olarak, yerinde koruma, doğa dostu yapılaşma, sürdürülebilir ormancılık etkinlikleri anlatıldı. Ayrıca, yılana yumuşak diye el sunma;yılanın başı küçükken ezilir; yılanın sevmediği ot, deliğinin ağzında biter; yılan kendi eğriliğine bakmaz da ‘devenin boynu eğri’ der; yılan ne kadar eğri gitse de deliğine gider; yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış, atasözlerini unutmamız artık çok zor.
‘Çanakkale’den bir kaptıkaçtıya binersiniz. Kentten çıkıp biraz yükseldiniz mi, boğaz rüzgarı püfür püfür eser. Bir yanınız deniz, bir yanınız çamlık, zeytinlik: alabildiğine maviler, yeşiller, sarılar, küme küme kırmızı gelincikler. İçiniz bir hoş olur, çünkü bu toprak başka toprak, kahramanlık destanları anlatılır size karış karış...’’ Biz Çanakkale’den bir kaptıkaçtıya binmedik ama Zeytinli’den ayrıldığımızda, Troya, Behramkale, Assos ve Zeus Altarı uygulama gezilerinin bizi bu kadar etkileyeceğini bilmiyorduk. ‘Bir varmış, bir yokmuş, Troya diye bir kent varmış’ masalını Yrd. Doç. Dr. Rüstem Aslan’dan dinledik. Boğazın kilit noktasında kurulan bu kentin başına gelenleri anlamaya, Karamenderes Ovasının sesini duymaya çalıştık. Yrd. Doç. Dr. Sencan Altınoluk, Kazdağları’nda mitoloji, arkeolojik ve kültürel değerleri, sikkeleri, figürleri, bağbozumu festivalini bizimle paylaştı.
‘Geleceğin Efes’i, Paris’in Afrodit’e altın elmayı verdiği, Vergilllius’un eseri Aeneas’ta, tersanelerinde gemilerin yapıldığı Antandros Antik Kenti'ndeki kazılar; mozaik ve duvar resimleriyle süslü Roma villası, tuvalet ve hamamı, nekropol alanı, Antandros- Gargara Antik Kenti’ni bağlayan yol, yer altındaki künkler, Kimmerler, heykelcikler, vazo ve kaseler, geometrik desenler üzerine Doç. Dr. Gürcan Polat bizleri bilgilendirdi. Ey kardeşsever Masgareites (Margareites), kurucuyla birlikte sonsuza kadar refah içinde yaşa!
Bilim tarihi, medeniyet, felsefe-bilim teorisi, bilimsel bilgi, evren , estetik, etik, kavramlar; hayatı sürdürmenin ancak bilgiyle anlamlı kılınabileceği ve bilgiyi üretebilmek için akıl ve irademizle gayret etmek, çalışmak zorunda olduğumuz, okuduklarımız ve öğrendiklerimizin sınırlandırılamayacağı, dilimizin düşünceyi-düşüncemizin de dilimizi içerdiğini, dilin bilgisinin doğanın bilgisi olduğunu ve dilin bilgisi çözülürse doğanın bilgisinin de elde edileceğini Athena Tapınağında, Aristoteles’in felsefe okulunu düşünürken, gene Aristoteles’in dediği gibi:‘tanım özdür; özü verir.’ dedik Doç Dr.İhsan Fazlıoğlu hocamızın öncülüğünde..
İstanbul Rumları ile Batı Trakya Müslümanları hariç, Türkiye’de oturan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklularla, Yunanistan’da oturan Müslüman dininden Yunan uyrukluların değiş tokuş edilmesi, Mübadele ve Edremit Yöresi, mübadillerin iskan sürecinde yaşananlar, Anadolu’nun doğal uzantısı olan Ege Adaları çerçevesinde yaşanan deniz ve hava alanına ilişkin sorunlar, döneme ilişkin tarihsel, siyasi, ekonomik ve askeri gelişmeler Prof. Dr. Engin Berber tarafından açıklandı.
Doç.Dr. Atilla Erden, Kazdağları Türkmenleri’ni, kültür ve yaşam biçimlerini, tarihsel süreç içinde, görsel olarak anlattı. Çanakkale Aynalı Pazar Gazetesi yazarı Şehabettin Kalfa, alternatif enerji kaynaklarını, yeşil dünya Kazdağları’nı, gönüllü doğa koruyucusu olarak, girişimlerini bizlere aktardı. Akçay Milli Park Mühendisi Hasan Basri Avcı Kazdağı Milli Parkı’nda mevzuatla ilgili, bölgenin korunmasının gerekliliğini açıkladı. Avcılar köyü belleklerimizde bir gülümseme olarak kaldı.
Türkiye’nin turizm politikaları, turizmin sosyal ve ekonomik boyutu, turist -günübirlikçi-ziyaretçi arasındaki farklar, turizm endüstrisinin tarihi, kültürel, doğal mirasımızı korumak, gelecek kuşaklara aktarmak için yapabileceklerimiz, turizm arzı ve talebi, işletmeciliğimiz, organizasyon, turizm pazarlaması konularını Prof. Dr. Necdet Hacıoğlu’ndan öğrendik.
Öğr. Gör. Arzu Bayındır, çevre eğitimi konusunda, yaratıcı drama yöntemiyle, eğitim-öğretim durumları oluşturulabileceğini gösterdi. Ayrıca, “İlköğretim Öğrencileri İçin Eğlenceli Yaz Bilim Kampı” projesini bizlerle paylaştı. Katılımcıların yaratıcı drama yöntemiyle tanışmalarını sağladı. Ressamın fırçası, hareketli, yeşil doğa, maremonte, gezgin bunlardan bazıları…
Sıdıka Erke Etnoğrafya Müzesi, Sutüven Şelalesi, Hasan Boğuldu, Tahtakuşlar Etnoğrafya Galerisi, Ayvalık Adaları, Denizaltı Biyoçeşitliliğini tanıma amaçlı tekne gezisi, Edremit Zeytincilik Araştırma Merkezi uygulama çalışması, Sabit Ertür Zeytinyağı Müzesi, Zeytinli, Pınarbaşı, Kapıdağ Tepe, Tozlu, Ayı Deresi, Kızılkeçili Çayı, Çeyiz Deresi, Eybek Dağı, Karataş Tepe, Baba Tepe, Sarıkız Tepe, Yayla, Çamlıbel Köyü Kültür Evi ,Zeytinbağı Butik Otel, Mehmetalan Köyü, Altınoluk Çam Mahallesi, Kavurmacılar Köyü, Güre, Adatepe, görmeye, anlamaya,öğrenmeye doyamadığımız, içselleştirmeye çalıştığımız, artık bizim için yakın uzaklar.
Doç.Dr. Yılmaz Arı hocamız; doğa korumanın ekonomik, bilimsel, estetik, etik ve rekreasyonel nedenleri; doğa korumanın felsefesi; doğa koruma ve çevre koruma arasındaki farklar; kültürel ekoloji –Kazdağları’nda yaşayan insanlar bölgeyi nasıl algılıyorlar, kendilerini bölgeyle nasıl özdeşleştirmişler? Bölgede bulunan kültürel unsurlar Kazdağları’na nasıl gelmiş, ne şekilde bir yayılma göstermiş? İnsanlar arasındaki iletişim, etkileşim nasıl gerçekleşmiş? Fiziki çevre, yörede bulunan halkın kültürünü nasıl etkilemiş? Kültürleri yoluyla, bölgede yaşayan insanların ekosistem üzerindeki etkileri neler? Biyolojik çeşitlilik ve kültürel çeşitlilik arasındaki ilişki nedir? Kazdağları’ndaki kültürel çeşitlilik öğeleri neler, bu öğeler birbirini nasıl etkilemiş, hangi değişiklikler meydana gelmiş? Bölgede yaşayan insanlar nasıl barınıyorlar, giysileri, renkleri, kullandıkları şekiller, yemek kültürleri nasıl ,hangi işlerle geçimlerini sağlamışlar? Oluşturdukları doku geçmişte nasıldı, şimdi nasıl? Kazdağları’nın Milli Park ilan edilmesi sonucunda, yöre halkının hayat tarzında değişenler, uygulamayı tercih ettikleri kararlar neler? Neden, “eskiden ormana bakardık, şimdi yüzümüzü denize döndük” diyorlar? Keçiler Milli Park’a zarar verir mi? sorularını, karşılıklı, neden-sonuç ilişkisi içinde sormamızı ve gene yaşamın içinden yanıtlar, çözümler bulmamızı sağladı.– Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Özel Çevre Koruma Bölgesi , Ramsar Alanları, Biyosfer Rezervi, Sit Alanları konularında bizleri bilgilendirdi.
‘İnsan sıcaklığı olmadan bu dünya böyle candan olamaz. İnsan gözleri bu dünyayı böylesine okşamadan, sevmeden bu dünya güzel olamaz. Bu kokular insanlar kokladıkları için böyle delicesine dünyayı doldurur, bu yıldızlar insanlar baktıkları için bu kadar parlaktırlar, bu denizler insanları sevinçten çıldırtmak için böyle menevişlenirler.’ dedik.
Kazdağı Milli Parkı’nın yapı ve yerşekilleri özellikleri, (Kaz Dağı yöresi, Çanakkale ve Balıkesir illerinin sınırları içerisinde, Güney Marmara Bölümü’nün batısında Biga Yarımadası’nın güneyinde, Edremit Körfezi’nin kuzey kenarında yer alır. Batıda Dede Dağı, ortada esas Kaz Dağı, Doğuda Eybek Dağı, kuzeydoğuda Gürgen Dağı ve Kocakatran Dağı’ndan oluşan kütlenin adıdır.) paleozoik yaşlı Kazdağı masifi metamorfikleri, birincisi yüksek basınç, ikincisi alçak basınç şartları, yükselim ve çöküntü alanları, volkanizma faailiyetleri, faylar, akarsuların parçalaması, ormanlık alanlar, dağın kuzey ve güney yamaçları arasındaki farklar; zeytin, kızılçam, karaçam, kazdağı göknarı, titrek kavak, meşe, çınar, sandal ağaçlarının yaşam koşulları, gösterdikleri dağılım, etkileri, su kaynakları, doğada yön bulma, harita, pusula ve GPS kullanımı,yerleşim birimleri, doğal , kültürel kaynak değerleri konularında Doç.Dr. Abdullah Soykan hocamız kuramsal ve uygulamalı olarak açıklamalarda bulundu, gözlemlerimizi derinleştirmemize, eleştirel bakış açısına sahip olmamıza olanak sağladı; Homeros’un dilinde destanlaşan Troya Savaşının sebebi, Ayazma’da yapılan dünyanın ilk güzellik yarışmasını, (Troya Kralı Priamos’un oğlu Paris; Hera’nın Asya İmparatorluğunu, Athena’nın sonsuz bilgelik ve savaşlarda zafer kazanma vaadini, Aphrodite’in ise Sparta Kralı Menalaos’un karısı Helena’nın aşkını sunmasına karşılık, Aprodite’yi güzel seçer ve ‘At Doğuran Savaş, Troya’ başlar.) anlattı.
Mustafa Seyit Sutüven’in kaleminden, Doç Dr. Abdullah Soykan hocamızın dilinden, ‘Bizleri başka görme sen / Hüsnü Huda kadar seven / Gönlü temiz adamlarız / Hepsini at da bir yana / Bari o günlerin bana / Şi’rini söyle tatlı su / Şi’rini geldiğin yerin / Şi’rini eski günlerin / Söyle köpük kanatlı su / dedik…
Öncelikle, projeye emek veren, ilk günden son güne değin bizlerle yakından ilgilenen Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Abdullah Soykan hocamız ve Proje Yürütücü Yardımcısı Doç. Dr. Yılmaz Arı hocamıza; verdikleri değerli bilgiler için, projede yer alan öğretim elemanlarına, projeye sağladığı olumlu katkı ve destekten dolayı Zeytinli Belediye Başkanı Şadan Aytaç’a, projenin gerçekleşmesinde en büyük paya sahip TÜBİTAK’a ve tüm katılımcılara teşekkürlerimizi sunuyoruz…
Zeytin ağaçları arasından geçeceksiniz kekik kokularını duyarak. Yeni bir yeşil bulacaksınız yeni bir su bulacaksınız kendinize. O suyun şairini, onun şiir yazan ellerini sakın unutmayın. Yemişler arasından bir şehre gireceksiniz kayıp medeniyetlerin izini sürerek. O şehrin rengini, avuçladığınız toprağını, havaya savrulan tohumlarını, balıklarını sularındaki, sakın unutmayın...
http://kazdagi.balikesir.edu.tr/

Hiç yorum yok: