14 Aralık 2007 Cuma

KAZ DAĞI VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Doç. Dr. Murat TÜRKEŞ ve Doç. Dr. Telat KOÇ
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale
Coğrafi ortam bileşenleri (taşküre ve yerşekilleri, atmosfer ve iklim, suküre ve su kaynakları, toprak özellikleri, bitki ve hayvanlar, insan ve etkinlikleri, vb.) birbirleriyle etkileşim içinde Yersistemini oluşturmaktadır. Bu nedenle, coğrafi ortam ile ilgili kavramların değerlendirilmesinde Yersisteminin (coğrafi sistem) bir parçası ile ilgili değerlendirme yapıldığı düşünülmelidir.
Biga Yarımadası - Kaz Dağı yöresinde herhangi bir insan etkinliği ve uygulaması söz konusu olduğunda, Kaz Dağı yalnız dağın yüksek bölümleri ve dorukları olarak ele alınmamalıdır. Bu, Kaz Dağı adına sıkça yapılan en önemli yanlışlardan ve haksızlıklardan birisidir.
Kaz Dağı, doruklar bölümü, doğuya, kuzeye ve batıya uzanan sırtları, derin vadileri, dik yamaçları ve etek düzlükleri ile yakın çevresindeki ovalar ve alçak platolar ile birlikte bir bütün olarak, bir dağ sistemi ve coğrafi bir alan birimi olarak da Kaz Dağı Yöresi şeklinde ele alınmalıdır. Kaz Dağı Yöresini özellikli kılan da, yerşekli olarak bir “dağ” olmasının yanı sıra, çevresinde yer alan diğer dağlar, platolar ve ovalar ile birlikte eteklerindeki binlerce yıllık yaşam zenginliğinin oluşmasında belirleyici olmasıdır. Dağlar ve dağlık yöreler, çevrelerine göre daha nemli ve daha fazla yağış alma, bu nedenle de su toplama alanları olma özellikleri nedeniyle, biyolojik, tarımsal, arkeolojik, kültürel, turizm vb. zenginliklerin beslenme kaynaklarıdır. Bu yüzden, dağların sürdürülebilir kullanımı, onların bir ekolojik, fiziksel ve kültürel sistemler bütünü olduğu gerçeği ve bakış açısı ile ele alınmalıdır.
Kaz Dağı da, üzerinde yükseldiği yörenin yerüstü ve yeraltı su kaynaklarını oluşturan, besleyen ve onların sürekliliğini denetleyen en önemli yaşam kaynağıdır. Kaz Dağı, yüksekliği ve bölgeye bereketli yağışları taşıyan egemen hava akımları ile Akdeniz ve orta enlem siklonları açısından uygun bir konumda bulunması nedeniyle, yörenin daha nemli bir iklime, bu nedenle de doğal bitki örtüsü ve tarımsal etkinlikler açısından çevreye göre daha zengin olmasını sağlamaktadır.
Biga Yarımadası dağları haritalarda (örneğin, 1/1,000,000 ölçekli Harita Genel Komutanlığı Türkiye Fiziki haritasında) Kaz, Kavak, Sakar, Ağı, Armutçuk, Kayacı ve Dede olarak sıralanmıştır. Bu dağların her biri ayrı ayrı ve birlikte açıklanan sistem mantığından hareketle değerlendirildiğinde, titizlikle korunması gereken hassas doğal sistemlerdir. Kaz Dağı, Karamenderes, Kocaçay, Biga Çayı ile güneye dökülen akarsuları besleyerek çevresindeki yaşamın can damarlarını oluştururken, Kayacık Dağı da Çanakkale yerleşmesinin içme ve sulama suyunu sağlayan Atikhisar Barajını beslemektedir. Bu doğal kaynakların herhangi bir kesiminin taşıma kapasitesi ve buna bağlı olarak sürdürülebilirlik kuralları dikkate alınmadan kullanılmasının, ancak “Bindiğin Dalı Kesiyorsun” sözüyle açıklanabileceğini belirtmek gerekir.
Örneğin Kayacı Dağına (Atikhisar Barajı Havzası) yapılacak bilinçsiz bir etki (çevrenin kirlenmesine ya da aşırı kullanılmasına neden olan bir insan etkinliği), su kaynaklarının giderek azaldığı, uzun süreli kuraklıkların yaşandığı ve kuraklaşma eğiliminin olduğu bir dönemde, Çanakkale kenti ve çevresinde ciddi su sıkıntısına neden olacaktır.
Biga Çayında yaşanacak bir olumsuzluk, Çan ve Biga çevresini, Kocaçay’da (Kalkım) yaşanacak bir olumsuzluk ise, Kalkım, Yenice ile Gönen çevresini etkileyecektir.
Bu nedenle Dağların akarsu havzalarının beslenme ve özelliklerinin belirlenme kaynakları olduğu gerçeği bilinmelidir. Herhangi bir yerdeki yeraltı ya da yerüstü kaynağının ekonomik kullanımı için, bütünleşik bir Havza Yönetim Planından hareketle değerlendirme yapılmalıdır.
Kaz Dağı ve yöresine ilişkin değerlendirmelerde sıkça yapılan ikinci önemli yanlışlık, Kaz Dağı ile “Kaz Dağı Milli Parkı”nın eş anlamlı kullanılmasıdır. Bu tümüyle yanlış ve sınırlayıcı bir yaklaşımdır. Gerçekte, Kaz Dağı Milli Parkı, Kaz Dağı’nın Balıkesir ili Edremit ilçesi sınırları içinde kalan güney yüzü, Zeytinli Çayı’ndan Altınoluk beldesinin batısındaki Mıhlı Çayına kadar olan bölümü ile bu bölümün doruklara kadar olan yüksekliklerini kaplar. Bu alan, eşsiz orman varlığı, biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri dikkate alınarak, 17.04.1993 tarih ve 21555 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 93/4243 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park kabul edilerek, koruma altına alınmıştır. Ancak, Kaz dağının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için, yalnız Balıkesir il sınırları içinde kalan bölümünün Milli Park kapsamına alınması yeterli değildir. Bütüncül bir koruma ve yönetim anlayışıyla, iklim özelliklerine bağlı olarak şekillenen zengin orman varlığı, jeolojik ve jeomorfolojik güzellikleri, fauna ve florası ile endemik türleri de dikkate alınarak, Kaz Dağı’nın Çanakkale il sınırları içinde yer alan korunması gereken bölümleri de Milli Park kapsamına alınmalıdır.
Başta fosil yakıtların yakılması ve ormansızlaşma gelmek üzere, çeşitli insan etkinlikleri sonucunda Yerküre’nin iklimi değişmekte, giderek daha sıcak, kurak ve belki de daha önemlisi daha değişken olmaktadır. Genel olarak Biga Yarımadası da, küresel ve bölgesel iklim değişikliklerinden etkilenerek, daha sıcak ve kurak bir iklim özelliği gösteriyor. Bu yüzden, giderek ısınan ve kuraklaşan bir dünyada, ekolojik sistemlerin daha hassaslaşacağı gerçeği dikkate alındığında, Kaz Dağı Yöresi’nin, geçmiş iklim değişikliklerinde olduğu gibi, gelecekte de iklim sisteminin, su kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürekliliğin sağlanması açısından yaşamsal bir rol oynayacağı unutulmamalıdır.
KAYNAKLAR
Koç T (2007) Bayramiç (Çanakkale) Çevresinin (Kaz Dağı kuzeyi) Yerşekli Özellikleri. Bayramiç Sempozyumu 2007, 3-5 Ağustos 2007, Bildiri Kitabı, 145-150, Bayramiç/Çanakkale.
Koç T (2007) Kaz Dağı ve Çevresinin Jeomorfolojisi ve İklim Özellikleri (Araştırıcı). Proje Raporu, TÜBİTAK, YEDEBAG Proje No: 104Y046
Koç T (2004) Çanakkale Yerleşmesinin Durum Raporu 2003. Çanakkale Kent Konseyi Yayınları: 2, Çanakkale Olay Matbaacılık, Mayıs 2005, Çanakkale.
Türkeş M (2006) Kaz Dağı: Korumamız gereken doğal Zenginliğimiz. Çanakkale Dosyası 2006, 74-77, Aynalı Pazar, Çanakkale.

Hiç yorum yok: